Diyaliz Girişimsel Tedavi İşlemleri

Diyaliz girişimsel işlemlerin başlıcaları; kalıcı ve geçici kateter yerleştirilmesi, diyaliz fistül girişimleri (anjiyoplasti, stent, trombektomi, tromboliz) ve ana toplardamar problemleri (santral venöz stenoz ve oklüzyonlar) tedavisidir. İşlemler çok büyük oranda lokal anestezi eşliğinde ve gerekirse sedasyon yapılarak gerçekleştirilir. İşlemlerin ultrasonografi ve floroskopi altında yapılması daha güvenilir olmasını sağlar. Diyaliz fistülünde sorun yaşayan veya aynı taraf kolda ödem olan hastaların vakit kaybetmeden hekimlerine müracaat etmesi önerilir.

Geçici diyaliz kateteri yerleştirilmesi

  • İşlem Ultrasonografi ve floroskopi kılavuzluğunda gerçekleştirilir.
  • Öncelikle boyundaki uygun bir toplardamar tercih edilir.
  • Boyunda kateter yerleştirilmesi için uygun bir toplardamar bulunmuyorsa kasıktaki ya da vücudun diğer bölgelerindeki uygun toplardamarlardan kateterler takılabilir.
  • Geçici kateterlerin ömürleri yaklaşık 3 hafta kadardır. Daha uzun süre kalması enfeksiyon açısından risk oluşturabilir.

Kalıcı diyaliz kateteri yerleştirilmesi

  • Kalıcı kateterler geçici kateterlerden farklı olarak kaf adı verilen bir kısım içerirler ve bu yapı enfeksiyona karşı daha dayanıklı olmasını sağlar.
  • Giriş aşaması geçici kateter yerleştirilmesinde olduğu gibidir. Ek olarak genellikle göğüs üst bölümünde uygun bir lokalizasyona çok küçük bir kesi ile cilt altına tünel açılır ve kalıcı kateter tünel içerisinden geçirilerek damar içerisinde uygun bir lokalizasyona yerleştirilir.
  • Öncelikle boyun kısmındaki toplardamarlar tercih edilir. Bu damarlarda tıkanıklık var ise kasık bölgesindeki toplardamarlar veya kateter yerleştirilmesine uygun diğer toplardamarlar kullanılabilir.
  • Bazı durumlarda tıkalı boyun damarları içerisinden de geçilerek kateter yerleştirilmesi işlemi gerçekleştirilebilir.
  • Kalıcı kateterlerin ortalama ömürleri yaklaşık 1 yıl olmakla birlikte daha uzun süre de kullanılabilmektedir.  
  • Süreç içerisinde kalıcı kateterin yerinden çıkması, enfeksiyonu, pıhtı ile tıkanması veya fibrin kılıf adı verilen vücudun reaksiyonu sonucu oluşan yapıyla kapanması gibi problemler ortaya çıkabilir. Girişimsel Radyoloji ünitelerinde gerekli müdahaleler yapılarak bu tür problemler çözüme ulaştırılır.

Diyaliz fistülü problemleri

  • Diyaliz işlemleri için öncelikle cerrahi müdahale ile genellikle koldan açılan fistüller (arteriyovenöz (AV) fistüller) tercih edilmektedir.
  • AV fistüller bir atardamar ile bir toplardamar arasında cerrahi olarak oluşturulmuş bağlantıdır.
  • Böylece atardamar basıncı toplardamara yansır ve toplardamar genişleyerek diyaliz işlemi için uygun bir damar yolu haline gelir.
  • Diyalizin amacı vücutta biriken fazla sıvı ve atık maddelerin kandan temizlenmesidir.
  • Diyaliz sırasında toplardamara iki ayrı iğne ile girilerek iğnelerden birisinden alınan kan diyaliz cihazından geçirilir ve diğer iğne aracılığıyla damar içerisine geri verilir.
  • AV fistüllerde daralmalar veya tıkanmalar görülebilmektedir.
  • AV fistül problemlerinde atardamar ya da toplardamar içerisine ultrasonografi kılavuzluğunda girilerek görüntüler alınır ve problemli damara anjioplasti işlemi gerçekleştirilir.
  • Ajiyoplastiye yanıt vermeyen hastalarda stent yerleştirilmesi gerekebilir.
  • Damarın pıhtı ile tıkalı olduğu durumlarda pıhtı eritici ilaçlarla pıhtının eritilmesi veya özel kateterlerle pıhtının aspirasyonu yapılabilir.
  • Bazı durumlarda tüm tedaviler kombine olarak birlikte kullanılabilir.
  • Diyaliz fistüllerinin kapatılması gerektiği durumlarda (atardamardan fazla kan alması sonucu ele yeterli kan gitmemesi gibi) toplardamar içerisinden girilerek fistül toplardamarına tıkayıcı maddeler yerleştirilerek kapama işlemi gerçekleştirilebilir.

Ana toplardamar problemleri

  • Diyalize giren hastalarda daha önce yerleştirilmiş kateterlere veya yüksek basınca bağlı olarak koldan kalbe giden ana toplardamarlarda darlıklar ya da tıkanıklıklarortaya çıkabilir.
  • Kolda-elde ödem ve renk değişikliği ile kendini gösterir.
  • Bu gibi durumlarda toplardamar içerisinden ultrasonografi kılavuzluğunda girilerek problemli damara anjiyoplasti veya stent yerleştirilmesi işlemleri gerçekleştirilir.
  • İşlemden hemen sonra basınç azalmasına bağlı olarak kol ve eldeki ödem azalmaya başlar.
  • İlerleyen dönemlerde aynı bölgede problemin saptanması halinde tekrar müdahale etmek gerekebilir.
%d blogcu bunu beğendi: